Yakın ilişkilerimizde sorun yaşamak; bizi yalnız, üzgün, değersiz, güvensiz bazen de çaresiz hissettirebilir. Sevdiğimiz kişilerle ilgili yaşanan olumsuz durumlar bizi strese sokar. İnsan doğası gereği stres altındayken bildiği, aşina olduğu yolu seçer. Yeni bir davranışı sergilemek bu duygu altındayken zordur. Sıklıkla bu davranışlar “doğal tepki” diye adlandırır ve normalize edilir. Çift terapisinde sıklıkla normalize edilmiş fakat işlevsiz tepkiler ile çalışırız.
“Bir problem, o problemi yaratan bakış açısıyla çözülmez.
A.Einstein”
İletişim Problemleri Nerede Başlar?
Bağlanma ile birlikte bireyler birbirlerini güvenli liman ilan ederler. Bağlılık bireylerin sığınağını yaratır.
Problemli bir iletişimde karşılık alınamadığında bir savaş hali başlar; savaş ilişki içinde iletişimi haklı haksız çatışmasına sürükler. Suçluyu belirleme, sorumluyu tespit etme, haklı olduğunu gösterme çabası ilişkiye çıkmaza sokar. Yapılan en büyük hatalardan biri de budur. Haklı haksız savaşına girildiğinde, karşıt iki taraf vardır. Aşk taraflılık değil tarafsızlıktır. Aynı yolda yürüyorsanız farklı taraflarda olamazsınız.
İdeal bir iletişimin altın kuralı güvenli bir alan yaratmaktır. Tüm bedenimiz, zihnimiz bu tehlike duygusu yüzünden tetiktedir. İletişim alanımız güvenli değilse aynı tetikte olma duygusu canlanır. İletişimde güvenli alan, karşımızdakinin bizi dinlemek için orada olduğunu bilmemizdir. Yargılanabilme düşüncesi güvenli alan düşüncenizi zedeler. Böyle bir iletişimde bir taraf her daim savunmada kalmak zorunda hisseder. Diğer taraf anlaşılamamanın verdiği duyguyla baş etmeye çalışır. İdeal bir iletişim için çiftlerin kendilerini ifade edecek bir güven alanı yaratması ve bunu sürdürebilmesi gerekir.
İletişimde Yapılan 7 Temel Hata
1-Geçmişe Odaklanmak
Çiftler kopmuş hissettiklerinde etkileşimleri de olumsuz hale gelir. Geçmişte ilişkide yaşanmış sorunlar tekrar gündeme getirilir. Fakat ne soruna ne de kendini korumaya yardımcı olur. Sadece olayları daha karmaşık ve çözülmez hale getirir.
2-Küçümsemek- Önemsememek
Baş edemediğimiz bir meseleye dair sıklıkla yaptığımız bir savunma atağıdır. Buna mı üzüldün? Bunlar sorun mu? Çok abartıyorsun! Genellikle iletişimin kopmasına neden olur. Benim için önemli olan partnerim için elbette önemli olmak zorunda değildir. Fakat mesele önemli olma meselesi de değildir. Mesele anlaşılmaktır. Benim için önemli olduğunun anlaşılması sorunun çözümünü beraberinde getirecektir.
3-Küsmek- Duvar Örmek
Gottman yaptığı bir araştırmada ilişkilerin sonunu getiren 4 temel davranış belirlemiştir. Bu 4 davranışa mahşerin dört atlısı demektedir. Bu dört davranıştan bir tanesi Duvar örmek, küsmektir. Bu davranış eşler arasında iletişim kopukluğuna neden olur. Hem kendine hem karşındakine kendini savunma alanı bırakmaz. Küsmek, diğer kişinin kendini kötü ve suçlu hissetmesine neden olur. Kendini suçlu ve kötü hisseden biri ilişki için güzel bir şey yapmakta zorlanır. İnsan doğası gereği kendini güvende hissettiği zaman çabalayabilir.
4-Yargılamak- Suçlamak
İletişime yargılama ve suçlama cümlesi karıştığında karşınızdaki kişinin bizi artık anlamak için değil kendini savunmak için dinlediğini kabul etmek gerekir. Bundan sonraki gelen cümlelerin bir anlamı yoktur. Çünkü kişi bir kere suçlamaya takılmıştır. Gelişmiş bir beyin sorgular, çıkarım yapar, kendi için en mantıklı yolu seçer. Bizi hayatta tutan tüm komplike davranışları sergilememize neden olur. İletişim sırasında yargılandığını ve suçlandığını fark ettiğinde devreye ilkel beyin girer. İlkel beyin ise mantıktan kopup tamamen duyguların hakimiyeti altına girmemize neden olur. Devrede artık cümlelerin ne anlattığı değil öfke, kızgınlık vardır. İdeal bir etkili iletişimde kapağın kapalı olması gerekir. Çünkü iletişimde ne anladığım değil bana ne anlatıldığıdır önemli olan.
5- Genellemek
Genelleme yapmak, kişiyi sıklıkla çaresiz kılar. Kişinin kendini yetersiz hissetmesine neden olduğu için ilişki içinde motivasyonun düşmesine sebep olur. Genellemeyle karşınızdaki kişinin davranışlarının çok ya da az olduğu fark etmez yok saymış olursunuz. Yok sayılmış biri, ilişki içinde kendini var etmek için çabalamakta zorlanır. Kendini ifade etmekten kaçınır.
6- Beyin okumak
Beyin okumak günlük rutinimizde sıklıkla yaptığımız bir davranıştır. Kesin beni sevmediği için böyle davranıyor, bana kızgın olduğu için küstü? gibi karşımızdakinin bizimle ilgili düşüncelerine dair inançlarımızdan yola çıktığımız aslında ön yargılarımızdır. Ön yargılarımız bazen gerçeğin önüne geçer. İletişimde karşımızdakiyle aramızda görünmez bir duvar olur.
7-Üzerini örtmek
İlişkilerin sonunu hazırlayan en önemli sorunların başında gelir. Örtülen her konu günün birinde daha çözümsüz bir hal almış olarak ortaya çıkar. Sorunların üzerini örtmek kısa vadede bir çözüm olarak görünsede uzun vade de sorunların şiddetini arttırır. Çözümlenemeyen her mesele ilişkinin temelinde bir çatlak oluşturur. İlişkinizin temeli sağlam değilse, ufak bir sarsıntıda yıkılacaktır. İlişkiler temelleri sağlam olmazsa yaşanan herhangi bir krizde dağılacaktır.
İletişimde ustalaşmak zaman gerektirir. Bu konuda bir profesyonelden yardım almak işleri kolaylaştıracaktır. Farkındalık önemlidir. Fakat bir kuşun iki kanadı birden gelişirse uçar. Bu yüzden iletişimde iki tarafında ustalaşması gerekir.